Malpraktis iddiasıyla idareye karşı açılan (Sağlık Bakanlığı veya Rektörlükler) tazminat davalarında idarenin tazminat ödemesi durumunda idare ödediği tazminatı kusuru oranında doktorlara (aslında sadece doktorlara değil sağlık mesleği mensuplarına da) rücu ediyordu. Doktor rücu sonrası ödemeyi yapıp sonrasında varsa sigorta şirketinden poliçe limitleri dahilinde talepte bulunarak ya da dava açarak yaptığı ödemeyi geri istiyordu.
Daha sonra 15 Haziran 2022'de yayınlanan bir yönetmelikle bu rücu işleminin şartları doktor lehine zorlaştırıldı. Kısaca söylemek gerekirse kasten işlenen suçlar dışında doktorlara artık rücu edilemeyeceği düzenlemesi yapıldı. Hatta bu durumda dahi rücu miktarı (geniş yorumlanırsa rücu edilip edilmeyeceği) Mesleki Sorumluluk Kurulunca belirlenir deniyordu. Bu yönetmeliğin dayanağı 27 Mayıs 2022'de Remi Gazetede yayınlanan bir torba kanında düzenlenen değişiklikler idi (Bakınız ilgili tarihte yayınlana Resmi Gazetede içeriğindeki Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun)
Doktor neden kasıtlı yapsın dediğinizi duyar gibiyim. Türk Ceza Kanununda her suçun bir manevi unsuru vardır. Cezaların büyük kısmının manevi unsuru kasıttır, az bir kısmının manevi unsuru ise taksirdir.
Malpraktis iddialı ceza davalarında doktor kusurlu bulunursa genelde taksire dayalı suçlardan (TCK m. 89 Taksirle Yaralama, TCK m. 85 Taksirle Öldürme gibi) ceza alır. Bu suçların manevi unsuru taksirdir.
TCM m. 257'de düzenlene Görevi Kötüye Kullanma suçunun manevi unsuru ise kasıttır. Bu suç özgü bir suç olup sadece kamu görevlilerince işlenebilir, özel sektörde görev yapan doktorla bu suçu işleyemez.
Malpraktis iddialı ceza davalarında Görevi Kötüye Kullanma sebebiyle çok sık ceza verilmez. Aslında bunun bence asıl sebebi kastın varlığını ispatlamanın zor olmasıdır iddia makamı ve müşteki avukatı için. Ceza hukukunun genel karineleri kastın ispatını her zaman zorlaştırır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz yönetmelikte bugün yani 5 Haziran 2025 günü bazı değişiklikler yapıldı. Şimdi bu değişiklikleri özetlemeye çalışalım.
1-İlk önemli değişiklik rücu ile değil Soruşturma İzniyle ilgili Mesleki Sorumluluk Kurulunun (MSK) çalışma şekliyle ilgili.
"Soruşturma izni ile ilgili tüm işlem ve süreçler Bakanlık tarafından elektronik ağ ortamı kullanılarak kurulan sistem çerçevesinde yapılabilir. Bu durumda gerekli işlemler elektronik ortamda yürütülebileceği gibi gerekli durumlarda Bakanlığın diğer yazışma usulleri kullanılarak da gerçekleştirilebilir. Elektronik sistemin kurulmasını müteakip uygulanacak usul ve esaslar Bakanlık tarafından belirlenir.”
Bu bence önemli bir değişiklik çünkü MSK'dan bilgi ve evrak istemek, bilgi ve evrak göndermek zor oluyordu. Umarım artık biz Avukatlar da müvekkilimiz adına bu elektronik sistemden yararlanarak işlem yapabiliriz.
2-MSK'nın kararlarını ne sürede vereceği düzenlenmiş ancak zaman aşımında bir yaptırım yok. Bu yönden önemli bir değişiklik yok. Bilindiği gibi süresinde verilmeyen disiplin cezaları geçersizdir ancak süresinde verilmeyen MSK kararları için bir düzenleme hala yok.
3-Gelelim esas konumuza
Artık idare tazminat öderse bunu rücu etmek yerine yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi bunu öncelikle sigorta şirketine rücu edecek. Bu işlemi hekim adına yapacak.
İlgili madde aşağıdaki şekilde
"İdare, kesinleşen mahkeme kararında hüküm altına alınan tazminatı ödedikten sonra hukuken sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle tazminatın ödenmesine sebep olan ve zorunlu meslekî malî sorumluluk sigortası bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile Devlet üniversitelerinde görev yapan sağlık meslek mensuplarının yerine geçer. Bu sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yaptıkları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar nedeniyle her türlü kusuru ve görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek verdikleri zararlardan dolayı idare tarafından ödenen avukatlık vekâlet ücreti ve yargılama masrafları dâhil tazminat sağlık meslek mensubunun kusuru oranında ve sigorta teminatı dâhilinde tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu malî sorumluluk sigortası yaptırdığı sigorta şirketinden talep edilir"
Bu kısımda bazı sıkıntılar olduğunu düşünüyorum
a-Poliçe sahibi hekimden bu konuda yani idarenin onun yerine geçerek sigorta şirketine rücu edilmesi işlemiyle ilgili muvafakatın nasıl alınacağı düzenlenmemiş
b-İdarenin ödediği tazminattan hekime kusuru oranında düşen pay Poliçe limitini aşar ise nasıl bir yol izleneceği tam düzenlenmemiş
c-Taksirle işlene suçlarda idare yine tazminat ödüyor ama eskiden doktoru korumak adına ödediği tazminatı hekim tam kusurlu olsa dahi ona rücu etmiyordu.
Bu uygulama yine sürsün tabi ki ve doktora rücu yapılmasın ama kanaatimce bu tutar benzer şekilde kamu yararı düşünülerek sigorta şirketinden istenmeli.
Bu arada önemle hatırlatmak isterim. Tüm bu yazdıklarımı kamuda çalışan meslektaşlarımızı ilgilendiriyor. Özel sektördeki meslektaşlarımızın tazminat sorumluluğu açısından bir değişiklik ne yazık ki hala yok.
Sorularınız için her zaman arayabilirsiniz. Uzun yıllar Hekimlik yapmış bir Avukat olarak Doktor meslektaşlarıma her zaman yardımcı olma isterim
Av. Oktay Tolga Büyükhilal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder