12 Şubat 2018 Pazartesi

Ülkemizde Sağlık Çalışanlarının En Büyük Sorunlarından Birisi Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet

Sağlık Çalışanlarına Şiddet aslında İş yerinde şiddetin bir alt türüdür

Avrupa Komisyonu İşyerinde şiddeti şöyle tanımlamıştır:

Çalışanın işi nedeniyle (işine gidip gelirken olanlar da dahil) maruz kaldığı, açıkça ya da üstü kapalı şekilde, güvenliğini, iyilik durumunu ya da sağlığını hedef alan istismar, korkutma, tehdit ya da saldırı olaylarıdır.

Sağlık Çalışanları özellikli çalışan gruplarının en önemlilerinden birisidir. Özveri içerisinde insan sağlığı gibi çok önemli bir konuda hizmet vermeye çalışırlarken şiddete maruz kalmaları üzücü ve bir o kadar da düşündürücüdür.

Ülkemizde Sağlık Çalışanlarının kendilerine uygulanan bir şiddet durumunda  kullandığı ve Beyaz Kod olarak adlandırılan bir bildirim sistemi mevcuttur. Sağlık Çalışanları burayı arayarak hem bildirim yaparlar hem de hukuksal destek alırlar. Bu sisteme 2017 yılında (1 Ocak-20 Aralık) 13.409 bildirim yapılmıştır.. Bunları sınıflandıracak olursak

*Sözel şiddet bildirimi 9.681
*Fiziksel şiddet bildirimi1.325
*Hem fiziksel hem sözel şiddet bildirimi 2.403

kez yapılmıştır.

Bunlardan 7.634 olay savcılığa bildirilmiştir. 6.490 olayın da soruşturması sürmektedir. Sonuçlanan davalardan 37 hapis, 28  adli para cezası kararı alınmıştır.

Sağlıkta şiddetin başlıca sebeplerini irdeleyecek olursak:

*Verilen hizmetin insan sağlığı gibi çok önemli bir konuyla ilgili olması
*Her zaman hasta veya hasta yakınını mutlu eden sonuçlara ulaşılmasının işin doğası gereği imkansız olması
*Hizmet alanların haksız ve dayanaksız önyargıları
*Hizmet alan kişilerin beklentilerinin ve bazı usulsüz isteklerinin şartlar gereği karşılanamaması veya yasal sebeplerle karşılanmaması
*Hizmetin bir çok birimde kesintisiz 7/24 verilmesi, işin doğası gereği bazen gergin bir ortamda yürütülmesi
*Sağlıkta alt yapı ve personel sayısında yetersizlik sebebiyle bu hizmetlerin zor şartlarda yürütülmesi
*Popülist politikalar ile sağlık çalışanlarının, hizmet verdiği kesimin emrinde olduğu, onlar ne derse yapması gerektiği gibi bir algı oluşması
*Medyada sağlık çalışanları ile ilgili haberlerde sürekli sağlık çalışanlarının hatalı gibi gösterilip rating uğruna sağlık çalışanlarına şiddetin üstü kapalı onaylanması hatta teşviği
*Sağlıkta şiddetin yeterince cezalandırılmaması

Verilen hizmetin, hizmet alanlarla çoğu zaman içi içe bir ortamda verilmesi diğer iş kollarına göre Sağlık Çalışanlarına şiddet uygulanmasını kolaylaştırmakta ve oranı arttırmaktadır.

Mutlaka Sağlık Çalışanının işiyle ilgili hatalarının ve yanlışlarının olduğu durumlar vardır ancak bu hiçbir zaman şiddete bahane olmamalı, bu sebep gösterilerek, şiddet meşrulaştırılmaya çalıştırılmamalı, şiddetli meşrulaştırmaya çalışanlara taviz verilmemelidir. Eğer böyle bir durum varsa haklı ıolan tabi ki yasal yollara başvurarak hakkını arayabilir.

Sebep ne olursa olsun Sağlık Çalışanına uygulanan şiddet hoş görülemez, önemsizleştirilemez, geçiştirilemez. Mutlaka cezalandırılmalıdır.

TCK'da (Türk Ceza Kanunu) sağlıkta şiddetle ilgili olabilecek başlıca maddeler şunlardır

*m81-82  Kasten Öldürme ve bununla ilgili diğer maddeler

*m86-87 Kasten Yaralama ve bununla ilgili diğer maddeler

TCK m86-87'nin Tümünü Okumak İçin Lütfen Tıklayınız

*m125 m126 Hakaret


Sağlıkta şiddetin caydırılamamasının en büyük sebeplerinden bence biri cezaların caydırıcı olmaması ve suç işlediği düşünülen kişini çoğunlukla tutuksuz yargılanmasıdır.

CMK m100-3 hangi hallerde tutuklama gerektiğini düzenlemiştir. Burada takdir hakimde olsa da olası ceza üst sınırı 2 yılı geçmeyen yaralamalarda CMK m100-3 de sözü edilen istisnalar dışında tutuklama kararı verilmez. Kasıtlı yaralamalar bunun istisnasıdır ve hakim kasıtlı yaralamada bu 2 yıllık kritere bakmadan tutuklama kararı verebilir.
Bununla beraber 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na 2014 yılında eklenen bir ek madde ile sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu az önce sözünü ettiğim CMK m100-3 kapsamında tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasında tanımlanmıştır. Yani ceza alt sınırına bakılmaksızın tutuklama kararı verilmesi uygundur, ek madde hakimin bu konudaki insiyatifini kanımca azalmıştır.

Yine 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na 2014 yılında eklenen bu  ek madde çok önemli bir değişiklik  daha getirmiştir. Bu değişikliğe göre Özel Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır. Dolayısı ile uygulanan şiddet de kamu görevlisine uygulanmış sayılacaktır.

Ek maddedeki bu iki önemli değişikliğin Sağlık Çalışanları için teoride önemi büyüktür, bunun pratikte de faydasını olacağı açıktır ve beklentimiz bu yöndedir.

Sağlık Çalışanlarına Şiddet kesinlikle önlenmelidir. Suçlular kanunlar çerçevesinde taviz verilmeden cezalandırılmalıdır, Gerekli yasal düzenlemelerle cezalar caydırıcı duruma getirilmelidir şiddet uygulayanlar sağlık hizmeti alırken belli bir süre bu bu hizmeti gerekirse kolluk gözetiminde almalı ve gerekirse ücret ödemelidir. Maddi yaptırım sağlık primlerinde artış olarak da uygulanabilir.

TTB'nin de Sağlık Çalışanlarına Şiddet ile ilgili bir yasa değişikliği beklentisi içerisindedir ve bir taslak hazırlamıştır. Özet olarak cezaların arttırılması ve eğer şiddet sağlık hizmetinin kesintiye uğramasına sebep olmuşsa bunun ağırlaştırıcı sebep olarak kabul edilmesini talep eden bir taslaktır.

TTB'nin Türk Ceza Kanununa Ek Madde Önerisinin Tam Metnini Okumak İçin Lütfen Tıklayınız

Sağlık Çalışanlarının yasal haklarını bilmeleri ve bu konuda haklarını aramaktan kaçınmamaları suçluların cezalandırılmasını ve doğal olarak caydırıcı etki yaratacağı için yeni olayların olmasını engelleyecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder